Sahip olduğumuz değerler, avuçlarımızda tuttuğumuz geleceğe dair birkaç parça umut, belki kırık dökük arkada kalmış üç beş parça eşya belki de içimizde hiç bitmeyen bir başarma pınarıdır yaşamak. Kimimize göre çok kıymetliyken bu yaşam kelimesi kimimiz için acılarla dolu, kapkara bir geçmiş ya da bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle bir çocuğun oyuncağına sıkı sıkı sarılmasıdır.

Hepimiz en az birkaç kere tökezlemişizdir bu hayat maratonunda. Belki çok güçlü rakiplerimiz olmuştur yanımızda belki de yapayalnız koşmaktayızdır bu uzun yolda. Elde ettiklerimiz ve edeceklerimiz için bıkmadan usanmadan hep koşmuşuzdur. Hep daha iyisi olsun isteyenlerle, bugünümüzü de çok şükür diyen insanlar çoğu zaman aynı masa etrafında oturmuş, yaşamlarını devam ettirmektedir.

Bugün elde ettiğin ve sahip olduğun değerler için kim bilir kaç kez hırpalandın ya da sen kaç kişinin kalbini kırdın hiç düşündün mü? Yapsam mı daha iyi olur yoksa pes edip geri çekilsem mi sorusunda kim galip geldi? “Hayat bu herkesin başına gelir üzülme” diyen veya “Sakin düştüğün zaman yeniden yarışa devam edemeyeceğini sanma” diyen kaç dostun oldu? Çok mu güvendin insanlara yoksa canını yakanlar yüzünden mi büyük duvarların var artık?

Yaşamak en büyük şanstır insanlar için. Bu şansı en iyi şekilde değerlendirmek ya da bir köşeye bırakıp yapayalnız çürümeye bırakmak tamamen senin tercihindir. Evet, herkes kendisi ve sevdikleri için güzel şeyler arzular ve planlarlar ama bunlara ulaşabilmek için kaçımız emek verip, zaman harcıyoruz. Çoğu insan hayatının gerçekten çok boş geçtiğini ve ya iyi değerlendirmediğini yolun sonuna geldiğinde fark ediyor. Neden böyle bir döngü var ki? Keşke birileri olsa da bize bu kaçan treni yakalamamız için son kalkış ikazını yapsa. Belki o zaman yaşamın o güzel anlamını çok geç olmadan bir kez daha anlama şansını yakalayabiliriz.

Bugününün diğer günlerden ne farkı var? Kendin için, geleceğin için ya da hayallerin için neler başardın bugün acaba? Gibi sorularda çok küçükte olsa umarım birazcık ilerleme ve ya gelişme gösterebiliriz hepimiz.

Zaman özellikle bizim gibi üniversite öğrencileri için çok hızlı geçmekte. Bu yüzden yaşamdan ve onu anlamlı kılan hayallerinden asla vazgeçme. Tek başına olsan da ya da yanında kocaman bir ekibin olsa da tüm umutların ve beklentilerin için zorluklara dört elle sarıl. Çünkü hiçbir şey kendiliğinden getirilip avuçlarımızın arasına bırakılmayacak ve eğer sen hala yerinde saymaya devam edecek olursan o zaman trenini kaçıranların arasında olmaktan kendini hiçbir zaman kurtaramayacaksın.

Dününden ders al ama asla nefret etme, Bugün mutlaka eyleme geç, başka zamana erteleme hayallerini ve yaşamını renklendiren şeyleri. Ve yarınların ise hep sana umut ve heyecan getirsin ki çalışmaktan, kendini geliştirmekten asla yorulma.

Zaman, dostluklar ve yaşam o kadar kıymetli ki senin için; mutlaka sahip olduğun bu değerlere karşı yapman gereken sorumlulukları yerine getir. Yaşam sana verilmiş olan tek kullanımlık bir hediye bunu sakın unutma. Yaşamının kıymetini bilmen ve iyi değerlendirmen dileğiyle…

N.Cansu YILMAZ-Kalite Grubu

Categories:

Tags:

8 Responses

  1. Güzel cümleler ile aslında herşey özetlenmiş. Belkide bizi hayatta mutsuz eden bir çok şeyin temelinde aslında bizim olmayan şeylere bizimmiş gibi bağlanmamız ve onu kaybedince o boşluğu dolduramamız oluyor… Hiç birşeyi yokmuş gibi kabul etsek ve her kazanımları + bonus gibi değerlendirsek kaybetme duygusunu hiç yaşamayacağız.

    Bir diğer konuda, bugün için düşman dediğimiz ve bizi üzen kişilerle gelecekte dost olabiliyoruz, yada bugün için dost diyerek kabullendiğimiz kişilerle gelecekte düşman olabiliyoruz, bizi üzüyorlar.. İnsanlara olduğundan fazla değer vermek onları taşıyamayacakları yüklere esir etmek oluyor…

    Hiç beklenmeyen zamanlarda menfaat ilişkisinden bağımsız elde edilen dostluklar her daim kalıcı ömür boyu sürecek dostluklar oluyor. Eğer insan arkadaşlarına – dostlarına gözleri kapalı güvenebiliyorsa her türlü zorluğa göğüs gerip bir çok projeye girişim yapabiliyor.

    Paylaşım için sağolun,

    Nezih

  2. “Bugün mutlaka eyleme geç, başka zamana erteleme hayallerini ve yaşamını renklendiren şeyleri. Ve yarınların ise hep sana umut ve heyecan getirsin ki çalışmaktan, kendini geliştirmekten asla yorulma. ”

    Bu cümle tam olarak o anlatılması güç duyguyu ,heyecanı ve hevesi yakalamak için en kritik nokta.Umudumuzu ve heyecanımızı hiç kaybetmemek dileğiyle…
    Bu yazı için çok teşekkürler Cansu..

  3. “Dününden ders al ama asla nefret etme”
    Sağol Cansu 😉

  4. Teşekkür ediyorum güzel yorumlarınız için.Eğer bu yazıyı okuduktan sonra içinizde minikte olsa bir kıpırtı oluşuyorsa veya bazı şeylerin farkına tekrardan varabiliyorsanız ne mutlu bana;)

  5. Cansu’cum eline sağlık, çok güzel bir yazı olmuş. Ara sıra kaybettiğimiz heyecanı tekrar yakalamamızı sağlıyacak bu tür güzel yazılarının devam etmesini diliyorum:)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir