Herkese Merhabalar,

Üniversitelerde, özellikle de öğrenci kulüplerinde sürekli yaşanan olağan bir probleme değinmek istiyorum. Kulüplerin sürdürülebilirliği noktasında, yeni arkadaşlara ulaşmak, yeni ekip arkadaşlarının sürece dahil edilmesi ve birikimin bu yolla geleceğe aktarılması noktasında bir hayli eksiğiz ülke olarak. Bundan önceki süreç gösterdi ki, öğrencilerden kaynaklı sorunlar olabileceği gibi eğitim sisteminin de getirdiği bir sıkıntı var burada. Sistem lisans öğrencilerini daha çok cesaretlendirmeli, SAITEM benzeri oluşumlara öğrencileri daha çok teşvik etmeli. Bizler de yeni ve istekli arkadaşlara her zaman çok ihtiyacımız olduğunu ifade edebilmeliyiz.

Ekibe ilk başvurduğumda açıkcası ekipte ne yapabileceğimi, hangi işin neresinden tutabileceğimi pek bilmiyordum. Tek bildiğim şey bu ülke için birşeyler yapmaktı. Metalurji ve Malzeme mühendisliği öğrencisiydim. Ama okulda aldığımız eğitimle, SAİTEM’de yapılanları gördüğümde ikisini yanyana bir türlü koyamıyordum. Malzeme mühendisleri olarak ekibe katıldığımızda, bu düşünce hengamesinde fikirlerimizi yönlendiren ve cesaret veren Barış,Ersin,Resul ve Actionman Hüsnü abi olmuştur. İlk toplantıda kompozit malzemeleri konuşmuş ve araştırmaya başlamıştık. Biz katılmadan önce ekipte malzeme mühendisliği’nden bir üye bulunmuyordu ve bu nedenle bu konularda çok eksiktik.

2006 yılında Metalurji ve Malzeme müh.’den 3 arkadaş olarak ekibe katılmıstık. Tarık,Hüseyin can ve bendeniz. Kompozit üzerine ekip olarak geçtiğimiz süreçte çok çalıştık, özellikle Tarık ve Mehmet bu konuda çok ciddi bir birikim edindiler(açıkcası Türkiye’de üstlerine tanımıyorum). SAGUAR X5’in kanopisi cam elyaf-polyester kompozitten yapılmıştı. SAGUAR X6’da yanlıs hatırlamıyorsam bunlara biriki küçük destek parçası eklenmişti. Birde eş zamanlı yapılan SAHIMO X2 şase ve kabuğu kompozit yapılan ilk SAİTEM aracı olma özelliğinde.
Ardından SAHIMO(X3)-MEKANO ile gelen karbon çılgınlığı, SAGUAR X7 ile devam etti. Son olarak da SAHIMO X4 ve SAGUAR NL ile infüzyon ve prepreg dünyasına adım atıldı. Ve hergeçen sene kalite ve başarılar giderek arttı.

Bu süreci detaylandırmayı Tarık ve Mehmet’e bırakıyorum. Benim söylemek istediğim şey, yıllar geçtikçe malzeme bilimine (kapsadıklarına) verilen önem de arttı. Ve bundan sonra da artması gerekiyor. Bundan sonraki süreçte, kompozit teknolojileri alanında ve genel anlamda malzeme bilimi başlığında yapmamız gereken çok ciddi çalışmalar var. Bu nedenle Malzeme Mühendisliği’nden arkadaşlara herzamankinden fazla ihtiyaç duyuyoruz. Birkaç başlık vermek gerekirse, gelişmiş kompozit teknolojileri, üretim teknolojileri ve işleme, photovoltaik teknolojiler, üretim teknolojisi olarak kaplama uygulamaları(CVD,PVD), tribology, kapsamlı yapısal-manyetik analiz (ANSYS)vb…

Özellikle 1.sınıf ve hazırlıktaki arkadaşlar, önemli olan bilgi seviyeniz değil. Siz de Türkiye için birşeyleri (ilk) üreten olmak istermisiniz ?

Bu soruya ne kadar büyük bir istekle ‘Evet’ diyebildiğiniz önemli…

Bayramınız kutlu olsun, esenlik ve başarı dolu nice bayramlara

Categories:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir