12.10.2009 TSİ: 06.59 ASİ:  14.30

 Avustralya’ya geldiğimizden beri Avustralyalı Türkler bize ellerinden geleni yaparak hem manevi olarak hem de maddi olarak destek sağlamaya çalıştılar. Bizim adımıza düzenlenen gecelerde hem Avustralya’ya ısındık hem de moral depoladık.  Artık sıra yoğun çalışmalara geldi. Yavaş yavaş yarışın stresini hissetmeye başladık.

Hafta sonu bataryaların da hazırlanmasının ardından artık bataryalar ile BMS’ler birleştiriliyor. Bu işlem biraz geç kalmış bir işlem ama maddi olumsuzluklardan dolayı bu zamana sarktı. Hani SAİTEM’in hep son an olayı vardır ya, hiçbir şey olmaz olmaz, O süreçte o kadar çok uğraşırız ki yine de olmaz ama son anlara girdiğimizde bir el bize yardım ediyor sanki ve istediğimiz oluyor. Sanırım bu bir şeyi çok istememizden kaynaklanıyor. Neyse yorumlarımı fazla katmadan yazıma devam edeyim.

Bir yanda elektrikçiler bataryaları hazırlarken bir yanda mekanikçiler lastik değiştirme işlemleriyle uğraşıyorlar. Lastikler her zaman ki gibi bizim için çok kritik. Daha önceki yıllarda yaşadığımız olumsuz lastik tecrübelerini yaşamamak için bu sefer mekanikçilerimiz lastikler üzerinde ellerinden geldiğince çalışıyorlar. Lastiklerin uzun süre dayanması için ve lastik patlama anlarında yapılacak müdahaleler için bir nevi antrenman yapıyorlar.

SAGUAR’da ki diğer sorun ise motora fazla yüklenmelerde motor sürücü kendini kapatıyor. Akım arttıkça ve bobinlerin doyma noktasına yaklaştıkça motor sürücü hata veriyordu. Şimdi yeni bataryalarımız ile eski bobinler denenecek, eğer sorun hala devam ederse yeni sardığımız bobinleri devreye sokacağız. Bu hareketlerin ardından da sorunun ortadan kalkmasını düşünüyoruz.

 Hafta içi 08.00-21.00 saatleri arasında TAFE laboratuarlarında çalışarak, bu yoğun çalışma temposunda aracımızı en iyi hale getirmeye çalışıyoruz.

Diğer yandan iki-üç gün sonra Darwin’e doğru yola çıkacağımız için kamyonetimizi de yola hazırlıyoruz. Taşınacak malzemelerin çok fazla olmasından dolayı elimizdeki alanı en verimli şekilde kullanmak zorundayız. Yurt dışında neden lojistik mühendisliği diye bir bölüm olduğunu, dar yerlere çok fazla yük sığdırmaya çalışırken anladım=)

Yani anlayacağınız gülmelerin, eğlenmelerin ardından artık çalışma zamanı geldi. Aslında Avustralya’ya ilk geldiğimizde bu şekilde karşılanmak bizlere bir artı olarak geldi. Çünkü farklı bir ülkede evinizdeymişiniz gibi karşılanmak eğlenmek, bu kadar problemi bir an olsun unutmak, insanın kafasını dinlendiriyor. Karşımıza çıkacak problemlere karşı daha rahat düşünmemizi sağlıyor.

Şimdi Kamyonetimle ilgilenmeye gidiyorum. Gelişmelerle birazdan karşınızda olacağım.

 

TSİ:13.30  ASİ:21.00

 Artık bataryalar %99 hazır. Bobinlerde hazır.  TAFE güvenlik görevlisi Carlos’a : abi 1 saat daha kalalım hadi be abi dedik ve saat 22.00’a kadar izin aldık. Normalde 21.00’da okul tamamen kapanıyor kimse kalmıyor. Avustralyalılar genelde böyle iyi insanlar. Hadi be abi ne olur modunda bir şey istediğinizde hemen yumuşuyorlar. Tamam diyorlar. Sağ olsunlar. Yarın saat 7-8 gibi atölyede olmayı planlıyoruz. Çalışma şartları git gide zorlaşıyor. Ama nedense yorgunluk yok ( En azından kendi adıma söylemeliyim). Hani böyle SAGUAR’ın yürüme anını görme hevesi insanı heyecanlandırıyor. Geçen gece resmen bunu düşünerek uykuya dalmışım. Sabah bir hevesle uyandım. Aksiliklerden dolayı hala tam istediğimizi alamıyoruz ama isteyenin bir yüzü demişler=) Artık çalışma saatlerini ikişer saat arttırdık. Sabah 07.00-22.00  yeni çalışma saatlerimiz olarak ayarlandı.

Sanırım Çarşamba günü Adelaide’da son testlerimizi yaparak, Perşembe günü Darwin’e doğru yola çıkacağız. 3-4 gün sürmesini düşünüyoruz yolun. Fazla yormadan dinlene dinlene gitmeliyiz. 3000 km abi cim dile kolay.

EE tabi orda da testler yapılacak ve ondan sonra yarış başlıyor.

Biraz yorulacağız ama değer. Sonuç ne olursa olsun SAİTEM’li 40 genç bu işi başardı. Hani şöyle bir arkama bakıyorumda, Avustralya’ya gideceğiz dediğimizde bize gülenleri görüyorum. Acaba o gülenler bizi bir yerde gördüklerinde ya da bir şekilde akıllarına geldiğimizde ne düşünüyorlar? Nereden nereye geldik. 40 gence, bu işe inandıkları için, inandıklarını yaptıkları için teşekkür ediyorum.

 EVET EVET ARKADAŞLAR ÜSTÜNÜZE ALINABİLİRSİNİZ SİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM=)

Bugünkü yazıyı güzel bir sözle tamamlamak istiyorum. Hiçbir sefa, cefa çekilmeden sürülmez. Yorulmaya devam…

One response

  1. 40 gençten biri olarak teşekkür ediyorum Burak.Zor geçecek günlerinizde sabır diliyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir